Kalemi kâğıdı olmadan yapamayanlar, her derste aralıksız not tutanlar ve yazmaya bayılanlar buradaysa el kaldırsın lütfen! 😊Yazılı içerik nasıl hazırlanmalı? Yazılı üretim ne şekillerde yapılabilir ve nelere dikkat etmeliyiz? Yazılı içerik hazırlamaya, teyzemin teşvikleriyle ve blog hesabı açarak başladım ama ne yapabileceğimi bu konuda nereden yardım alabileceğimi bilmiyordum. Ne yazmalıyım? Nasıl yazmalıyım? Bu yüzden araştırmaya başladım ve bolca okudum. Okudukça bunun zor olmadığını sadece dikkat etmem gereken birkaç noktası olduğunu gördüm. Bunları sizlerle de paylaşmak istiyorum. 😊
Kendimi bildim bileli kalemi, kâğıdı, yazmayı ve çizmeyi çok seviyorum. Daha ilkokula bile başlamadan önce (yaklaşık üç dört yaşındayken) üniversiteye giden teyzemin odasına gizli gizli girer ve kalemlerini, ders kitaplarını inceler hiçbir şey anlamadan odadan geri çıkardım. Renkli kitap ve dergileri incelemeye bayılırdım. Teyzemin odasından aldığım kalemlerle zaten yazılı olan kitap ve dergileri tekrardan bir de ben boyar, gelişi güzel karalar, çizerdim. Kitaplarını ve dergilerini öyle bulan teyzem üzülür, yine de bana kızmazdı. Her yeni yaşımda hediyem teyzemden bir kitap almak oldu. Dergi okuma sevdamı da ilk fark eden ve çok sevdiğim bir dergiye abonelik yaptıran teyzemdir. Yazılı içerik üretme konusunda beni sürekli teşvik eden de kendisi. Bu yazımda yazılı içerik hazırlama ve kendi yazma yolculuğumdan bahsedeceğim.
İlkokula başladığımda disleksi hastası olduğumu maalesef ki hiç kimse fark etmedi. Kitaplara ve dergilere olan sevgim, alfabeyi bile öğrenemediğim için benden uzaklaştı. Derslerde sürekli başım ağrıyordu ve odağımı öğretmenime veremiyordum. Sınıfımdan geri kaldığım için üzülüyordum ama elimden bir şey gelmiyordu. Bu durum ortaokula geçtiğimde büyük oranda değişti. Teyzem yine bir doğum günümde yazmam için bana günlük aldı. Düzenli olarak günlük yazmanın disleksime iyi geleceğini, yazımı düzelteceğini ve bana yazma alışkanlığı kazandıracağını düşünmüş. Bu güzel düşüncesinde haksız çıkmadı. Şimdi kendimi en iyi ifade ettiğim yol bir şeyler yazmak. Çizmeyi ve resim yapmayı da hala çok seviyorum ama yazmanın, yazarak üretmenin tadı çok başka ve çok güzel. Bana göre yaşadığımız zamanda en güzel yetkinliklerin başında “yazarak üretmek” ve “yazılı içerik üretmek” geliyor. Arkanıza yaslanın ve en son okurken çok beğendiğiniz, tüm arkadaşlarınıza önerdiğiniz dergiyi, kitabı, makaleyi düşünün. Çok beğendiğiniz bu üretimin sizin elinizden çıktığını düşünün. Bu üretimi satın alanların, okuyanların yaptığı güzel yorumları okuduğunuzu hayal edin. Nasıl bir his? Bence çok keyifli! Üretmek başlı başına çok güzel bir eylemken bunu yazarak yapmak çok daha keyif veriyor. Güzel bir yazılı içerik üretmek kulağa biraz zor gelse de ve disleksi hastası olsanız da mümkün. 😊
Yazılı içerik hazırlarken öncelikle yazmak istediğiniz yazı biçimini seçmemiz gerekiyor (bunu üniversitede ilk yılımda ödevim olan yazılı içerik hazırlamada öğrenmiştim, hocamız yazımı görünce “bu ne yazısı makale mi deneme mi?” dediğinde aradaki farkı ve yazı biçiminin önemini kavradım). Yazacağınız yazı deneme yazısı mı olacak, blog yazısı mı yoksa akademik bir yazı mı? Kaliteli bir yazılı içerik üretmek istiyorsak yazının biçimine dikkat etmeliyiz. Yazı biçimine göre içeriği oluşturmalı, içeriğin uzunluğunu ve görsel/yazı oranını düzenlemeliyiz. İyi biçimlendirilmiş, uyumlu görsel içeriğe sahip ve genel sınırları belli bir yazı okuyucuyu okumaya daha da itecektir. Yazının biçimini seçtikten ve genel sınırlarını belirledikten sonra ise okumak, okumak ve bolca okumak var. Benim yazı yazma ve okumayı öğrenme serüvenimde bolca yaptığım, çok faydasını gördüğüm düzenli okumak; hayal gücümüzü zenginleştiriyor, yeni ve farklı bakış açılarını bizlere tattırıyor, bizleri sürekli deneyimlediğimiz günlük hayatın monotonluğundan çıkarıyor. Sürekli okumak, yeni bakış açılarına ve yeni bilgilere sahip olmak yazdığımız yazılı içeriğin de bunlara sahip olması demek. Son olarak da bolca yazmak, yazmayı deneyimlemek ve yazılı üretimimiz hakkında çevremizin fikirlerini almamızı söyleyeceğim. Ne kadar çok yazarsak o kadar çok gelişiriz, kalemimiz yazdığımız kadar güzelleşir. Çevremizden fikirler, geri dönüşler almak ise üretimimizde belki göremediğimiz bir yanlışı görmemizi sağlar. Üretime eklenebilecek güzel bir noktayı fark edebilmemizi sağlar. Böylece güzel bir yazılı içerik üretiriz. Tüm bu deneyim ve düşüncelerimi okuyuculara kolaylık olması adına maddeler halinde sıralayacağım;
- Yazılı içerik üretirken ilk olarak yazının biçimini ve sınırlarını belirle.
- Sonra bolca oku, oku ve oku.
- Vaktin oldukça yaz.
- Yazdıklarını çevrenle paylaş ve fikirlerini sor.
Elina Günay ÖZDEŞ